Uğur Mumcu suikastinde gözcülükle suçlanan sanıkla ilgili çarpıcı detay

İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, 4’ü tutuklu 14 sanık ve şikayetçiler Abdulhamit Çelik ve Hülya Çelik katıldı.

MİT RAPORU DOSYADA

Mahkeme başkanı, Milli İstihbarat Teşkilatı’ndan istenen raporun dava dosyasına ulaştığını açıkladı. MİT’den gönderilen raporda, İsrail İstihbarat Servisi’nin istihbari yöntemler kullanarak para karşılığında bilgi aldığı bir dedektiflik şebekesi kurduğu, istihbarat servisinin özel dedektif Selçuk Küçükkaya’nın şebekesi vasıtasıyla, kamu kurumlarında sadece yetkili şahısların sorgulama yapabildiği gizli (sinyal, giriş-çıkış, uçuş, konaklama, kimlik adres) verilerini de kullanarak Türkiye’de cinayet, adam kaçırma, tehdit ve şantaj gibi suçları işlemeyi tasarladıkları anlatıldı.

Raporda, elde edilen bilgiler ve olası neticeleri dikkate alındığında Türkiye topraklarında bulunan yabancıların kişisel verilerinin korunamadığı, can güvenliğinin sağlanamadığı gibi hususlarda uluslararası kamuoyunda bir algı oluşturulduğu kaydedildi.

Türkiye’de üçüncü ülke unsurlarınca organize edilen bu tip faili meçhul yasadışı eylemlerin, Türkiye’nin yabancı ülkelerin operasyon alanı olduğu algısına yol açtığı, bu durumun devletin iç ve dış siyasal yararlarına tehdit oluşturduğu ifade edildi.

SANIKLARA TEHDİT PAKETİ İDDİANAMESİ SORULDU

Raporun okunmasının ardından sanıklara, şikayetçi Abdulhamit Çelik’in evine beyaz gül, mermi ve tehdit notu içerikli paket gönderilmesine ilişkin yeni iddianamedeki suçlamalar soruldu.

Sanık Selçuk Küçükkaya, gözaltına alındığında işkenceye maruz kaldıktan sonra ilk savunmasının alındığını belirterek bu savunmanın kabul edilmemesini istedi.

Küçükkaya, “49 yaşımda hayatımda ilk defa hakim karşısına geliyorum. Ben Türk pasaportunu yıllardır taşıyorum. Ben burayı seviyorum, benim ülkem burası. Ev sahibim aileme çıksın ‘vatan haini’ diyor. Hiçbir şahsa özel bilgi vermedim. Şu an karşılaştığım şey vatan hainliği. Ben böyle bir şey yapmadım sayın hakim. Hiçbir ülkeye çalışmadım. Benim hiçbir ülkeyle problemim yok” dedi. Sanık Cenk Birtürk ise Taner Sezgin olarak tanıdığı Küçükkaya’nın gerçek kimliğini emniyette öğrendiğini belirterek “30 yıldan fazladır aynı semtte oturuyorum. Yurt dışına hiç çıkmadım, pasaport başvurum bile yok. Basında casus olarak lanse ediliyoruz. Eşim korkudan sokağa çıkamıyor. Casusluk yapmadım” diye konuştu.

ÇELİK: HEPSİNDEN ŞİKAYETÇİYİM

Sanık savunmalarının ardından söz verilen şikayetçi Abdulhamit Çelik, “Dinlediklerimize göre galiba suçlu olan biziz, bu arkadaşlar masum. İşyerim, evim tehdit edildi. Hepsinden şikayetçiyim, tutuklanmalarını istiyorum” dedi. Eşi Hülya Çelik de eve gelen paketi kızının teslim aldığını anlatarak, “Bu paket değil evimize atılan bombaydı. Pakette beyaz gül ve mermi var. İçine de ‘Abdulhamit Çelik öldürülecek’ notu koymuşlar. Aynı paketten eşimin işyerine de göndermişler. Şikayetçiyim” diye konuştu.

DOSYA MÜTALAA İÇİN SAVCILIĞA GÖNDERİLECEK

Mahkeme heyeti, dava dosyasının esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için savcılığa gönderilmesine hükmetti. Tutuklu sanıkların tahliye taleplerini reddeden heyet, duruşmayı erteledi.

İDDİANAME

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, İsrail İstihbarat Servisi’nin Türkiye’de ikamet eden veya ülkemizle ekonomik ilişkileri olan hedefindeki mağdurların ve aile bireylerinin yurda giriş-çıkış kayıtları, telefon görüşme ve sinyal bilgileri, banka hesap ve mal varlığı bilgileri gibi hassas verilerini toplayarak takipleri, bu kişilerin ev ve iş yerleri çevresinde olası bir eylem için keşif hazırlığı yapılması, bu kişilerin ilişkili oldukları işletmelerin ticari sır teşkil eden bilgi ve verilerinin tespiti ve temini amacıyla Taner Sezgin kod adını kullanan Selçuk Küçükkaya ile irtibat kurduğu belirtiliyor.

Küçükkaya’nın hedefteki şahısları takip ettirdiği elemanlarıyla iletişim kurabilmeleri için “Üçüncü göz uzman kadrosu” isimli bir whatsapp grubu kurduğu öne sürüldü. İddianamede, 27 mağdur yer alırken 6’sı tutuklu 17 sanığın “Devletin Gizli Kalması Gereken Bilgilerini Siyasal veya Askeri Casusluk Amacıyla Temin Etme” suçundan 15 yıldan 20 yıla kadar hapisleri isteniyor.

BİRLEŞEN DAVA

Şikayetçi Abdulhamit Çelik’in ev ve işyerine kargo paketiyle beyaz gül, tek kurşun ve tehdit notu gönderilmesine ilişkin hazırlanan ve İstanbul 46. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen dava dosyası da İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinde birleşti. Sanıklar Cenk Birtürk, Fatma Birtürk, Selçuk Küçükkaya, Musa Kuş ve Emre Birtürk hakkında hazırlanan iddianamede, 31 Aralık 2021 tarihinde saat 15.48’de Molla Gürani Mahallesi’nde bir iş yerine ve saat 16.36’da Kocamustafapaşa Mahallesi’ndeki bir eve motokurye ile içerisinde tehdit içerikli mesaj ve kurşun olan kargo paketinin gönderilmesi üzerine soruşturmaya başlandığı anlatılıyor.

Kırmızı paket içinde 2 adet beyaz gül, 1 adet fişek ve tehdit içerikli yazılar yazıldığı, sanık Küçükkaya’nın bahse konu olayı organize ettiği ve talimatları doğrultusunda sanık Musa Kuş’un müşteki Çelik’e ait kişisel bilgileri rızası dışında öğrenmeye çalıştığı aktarılıyor.

İddianamede, sanık Kuş’un müştekiye gönderilen pakette bulunan mermileri temin ettiği, sanıklar Fatma, Emre ve Cenk Birtürk’ün müştekinin fotoğraflarını çekip, adreslerini öğrendikleri, paketi ise Fatma ve Cenk Birtürk’ün gönderdiği bildiriliyor. Sanıklar Selçuk Küçükkaya, Musa Kuş, Cenk Birtük ve Fatma Birtük’ün “Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme veya yayma” ve “Birden fazla kişiyle imzasız mektupla veya özel işaretlerle tehdit” suçlarından 4’er yıldan 9’ar yıla kadar, sanık Emre Birtürk’ün ise “Birden fazla kişiyle imzasız mektupla veya özel işaretlerle tehdit” suçundan 2 yıldan 4 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir