Müsavat Dervişoğlu’ndan Bahçeli’ye “süreç” yanıtı: Seni topaç gibi kimlerin çevirdiğini biliyoruz

“`html

T24 Haber Merkezi

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin yaptığı çağrıyla başlayan, DEM Parti heyetinin İmralı’da PKK lideri Abdullah Öcalan’ı ziyaret etmesiyle devam eden süreci değerlendirdi. Dervişoğlu, bu süreçte yer almayacaklarını yineleyerek, Bahçeli’ye hitaben, “Benim saygım, sana değil oturduğun o koltuğa. Çünkü o koltuğun gerçek sahibini biliyorum. Şu ana dek gösterdiğim saygının, o koltuğun gerçek sahibine olan vefamdan kaynaklandığını umuyorum. Bu kadarı yeter, fazlası zaten bana yakışmaz. Biz seni yönlendirenlerin kimler olduğunu biliyoruz,” dedi.

NE OLMUŞTU | Bahçeli’nin DEM Parti ile selamlaşması ve Öcalan çağrısıyla hız kazanan süreçte neler yaşandı?

Partisinin grup toplantısında, gündemi değerlendiren Müsavat Dervişoğlu’nun vurguladığı ana tema, MHP lideri Bahçeli’nin çağrısıyla başlayan sürecin sorgulanmasıydı. Dervişoğlu, “85 milyondan esirgenen umut hakkının 22 Ekim’de terörist başına verilmesini hep birlikte deneyimledik,” sözleriyle bu süreci eleştirdi.

“Zor günlerden geçiyoruz. 2024 yılı boyunca acı tecrübelere maruz kaldık. İktidar, vatandaşa hiçbir vaadini yerine getiremedi, yasal, anayasal, insani ve vicdani görevlerini umursamadı. 22 Ekim’de yaşadığımız, umut haklarımızın terörist başına verilmesiyle tekrar gündeme geldi. Şu an yaşadıklarımız, yeni değil, 22 yıl önce uluslararası güçler tarafından Erdoğan’a teslim edilen sürekli görevin son aşamasıdır. Asıl hedef, ‘Türkiye Cumhuriyeti’ni Büyük Ortadoğu Projesi’ne hazırlamaktır.’ Bu görev, Türk milletinin hem ulusal hem de bireysel kodlarını değiştirmekten geçiyor. Bu süreçte Cumhuriyet kurumlarını zayıflatmak, hukuki ve ekonomik yapıyı da buna uygun hale getirmek hedefleniyor. Ortaklar değişse de hedef hep aynı. Bu zehrin farklı formları geçmişte çeşitli zamanlarda bırakıldı. Şu anda ise içine biraz yeni paradigma, biraz Misak-ı Milli, bunun yanında da Kürt sorunu ve terörle mücadele laflarını da eklemektedirler,” diye ekledi.

“Bu iktidarın Cumhuriyet ile kavgası asla bitmedi”

“Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bahçeli, ‘Büyük Ortadoğu Projesi’ kapsamında bir araya geliyor,” diyen Dervişoğlu, şu sözleri ekledi:

“Güya, demokratikleşecektik, AB üyesi olacaktık”

O rezil duruma ulaşılmadı. Ergenekon ve benzeri davalarla Türk Silahlı Kuvvetleri zayıflatılmak istendi. Kasta yönelik yıkımın mimarı, iktidarın ve onun destekçileri olan FETÖ’nün çabaları oldu. Bizlere sürekli demokratikleşme hikayesini anlatıyorlardı. Güya, demokratikleşecektik, AB’ye girecektik. Bu bağlamda Cumhuriyet dönemi kapatılmalıydı. Onlara göre, Sevr bir kaygıydı ve milliyetçilikler hiçe sayılmalıydı. Devlete ve topluma silah eğenler, artık barış elçileridir. Ulus devlet gereksiz görülmekte, üniter yapı çağ dışı olarak değerlendirilmektedir. Küresel dünyada bu tür yapıların gereksiz olduğu savunulmaktaydı. Bu nedenle ‘açılım’ yapılması gerektiği öne sürülüyordu. Sözde demokrasi açılımı. 2010 yılında, ‘yetmez ama evet’ diyenlerin devreye girdiği dönemdi. Bugünkü iktidarın o zamanlardan gelen zihniyetinin benzerliği dikkat çekiyor. Bugün, 12 Eylül darbecilerinin yargılanması büyük bir aldatmaca haline geldi. Anayasa Mahkemesi ve HSYK’nın yapısını değiştirme çabası, bu aşamadan sonra ortaya çıkmıştı. Yargı, FETÖ’ye teslim edildi. Türk Silahlı Kuvvetleri de AK Parti ve FETÖ işbirliğiyle kontrol altına alındı. O dönem, Suriye iç savaşının patlak vermesiyle, iktidar bu savaşın açık tarafı oldu ve sınırları sonuna kadar açarak nüfus yapısını değiştirme sürecini başlattı.

“Erdoğan, sıyrılmanın yolunu aradı, 2015’te çözüm sürecini rafa kaldırdı”

Yeni paradigma dedikleri şey ise, aslında yeni değil. 1923 paradigmasına karşı koyan bu güçler, 2013’te de mücadelelerini yeniden gözler önüne serdiler. İşte o dönemde çözüm süreci tekrar gündeme geldi. İmralı’ya heyetler, o zamanki gibi gidip geldiler. Bölücü başının mektupları okundu. Af talepleri, topluma geri dönüş ve barış çağrıları yapıldı. Ancak seçim zamanı yaklaşırken, Erdoğan verileri değerlendirdi ve ‘zehrin’ etkisini doğru yönetemediğini fark etti. Böylece 2015 yılında çözüm sürecini yeniden durdurdu.

“Türk milletinin iradesini bir faninin söz ve hırslarına prangaladılar”

2016 yılına gelindiğinde, 15 Temmuz darbe girişimiyle, bu durum yeni bir aşamaya girdi. Devletin sokaklarda toplandığı o gece, milletin ödediği bedel tekrar millete yüklendi. Bu defa olağanüstü hal yasalarını sıradan bir uygulama haline getirdiler. Türkiye Büyük Millet Meclisi etkisiz hale getirildi. Türk milletinin iradesi, bir faninin arzularının hapsetme aracı haline getirildi. Olağanüstü hal şartları, normalleşmiş bir yaşam biçimi olarak tanıtıldı ve devlete ait birçok alan mafya düzenine teslim edildi. Her şey kontrol dışında kalırken, devletin işleyişi korku imparatorluğu şeklinde dönüştü. Anayasa Mahkemesini kapatmaya dair tehditle, devlet aklı inandırıcılığını yitirmiş durumdadır. Seçilen yöneticiler, kendilerini devlete kayyım olarak tayin ederek, karşıt sesleri susturma yoluna gitmeye başladılar. Son on yılın tablosu maalesef bu biçimdedir.

“Kalkışmadır”

Dervişoğlu, Bahçeli’nin PKK lideri Öcalan’ı Meclis’e davet etmesine karşı sert tepki göstererek, “Bugün gözünün içine bakarak 50 bin insanın katilini, meclisimize çağırabilenler bu durumu meydana getirenlerdir. Şimdi sana bu tehlikeyi verecekler. Bu uyku halini, bir ölüm haline dönüştürecekler,” dedi. “Filistin’de masumlar ölüyor” diyenlerle, yıllarca 45 bin Gazzeli masumu katleden İsrail’in işgaline destek verenler aynı zihniyetin ürünü değil midir? O yüzden, geçtiğimiz yıllarda hazırlanan ve tekrar zerk edilen zehir, bizim açımızdan tam anlamıyla bir kalkışmadır. Ele geçirdikleri devleti yönetmeye çalışan iktidar, Türk milletine karşı bir kalkışma yürütmektedir.

“Bu ihtiyatsızların beceriksizliğine bel bağlayıp ses çıkaracak mıyız?”

Devlet aklı görünüp, arka planda dönen oyunlar içindeki muktedire seslenen Dervişoğlu, “Bugün iktidar ve uzantıları, bebek katiliyle aynı eksende birleşmiş durumda,” dedi. “Artık soru, onların hedefleri ile niyetleri değil; Atatürk’e sevgi ve minnet duyanların, Türk Milletinin ne yapacağıdır. Bu ihtiyatsızların beceriksizliğine bel bağlayıp, susacak mıyız? Hayır, susmayacağız. 22 yıldır deniyorlar ve denemekten vazgeçmiyorlar.”

“İmralı canisini sal, ömür boyu başkanlığı al”

Dervişoğlu, iktidara “Kimle barışacaksınız?” diye sorarak, “Suriye-PKK ve anayasa” ifadelerinin yan yana gelmesinin anlamını sorguladı. “Peki kimle barışacaksınız? Öldürülen asker, polis ve masumların savaşları neyle açıklanacak?” demekten çekinmedi. “Bugün Türkiye’nin demokrasisi yok, hukuki hiçbir temeli kalmamıştır. Ne yapmayı planladıkları, hangi hukuka dayanarak neticelendirecekler? Bu üç kavram, Suriye-PKK-Anayasa, birbirine sıkı sıkıya bağlıdır,” ifadesini kullandı.

“Devlet aklı dedikleri şey, Mondros’u mütareke edenlerle, Sevr’i imza edenlerle aynıdır”

Dervişoğlu, “Bu ihanet ortaklığına millilik damgası vuranlar, tarihi ihanetlere karışmaktan çekinmeyeceklerdir,” diyerek durumu özetledi. “Devlet yönetim anlayışı, Mondros’un mütareke edenleriyle, Sevr’in imzacılarıyla aynı akıldan gelmektedir,” dedi.

“Müzakere yapmayacağız”

Müsavat Dervişoğlu, “Aldıkları çoğunlukla Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin iradesini yok sayan bu iktidar ve ortaklarıyla, kapalı kapılar ardında müzakere yapmayacağımızı ilan ediyorum. Bizim millete gizleyecek bir planımız yok,” ifadeleriyle, mücadeleye devam edeceklerini belirtti.

“Biz seni topaç gibi kimlerin çevirdiğini biliyoruz”

Bahçeli’nin kendisine gösterilen nezaketi yanlış anladığını ifade eden Dervişoğlu, “Bundan sonra hak etmeyenlere nezaket göstermeyeceğim,” diyerek uyardı. “Zira nezaketin suistimal edildiği bir durumdayız. Benim saygım, sana değil oturduğun koltuğadır. Zira o koltuğun gerçek sahibini tanıyorum. Fazlası yakışmaz,” dedi.

“Bu parti, sadece siyasetçi pozları verip, gösteriş peşinde koşanların ağırlık alanı olamaz”

Son olarak, Dervişoğlu, “Bu ülkenin gerçek sorunlarıyla ilgilenen, sadece Türk milletine hizmet etmeyi düşünen bireylerin partisi olacağız. Kimse kendisini, milletin değerlerinin üzerinde görmeye cesaret etmesin,” ifadeleriyle konuşmasını noktaladı.

Ayşe Kulin: Güzellik, başarıyla eş değer olsaydı, en iyi romanları Ajda Pekkan yazardı

_____________________________________________________________________________________________________

Günün öne çıkan haberleri

TIKLAYIN | Uzmanlar İstanbul için kar tahmininde bulundu!

TIKLAYIN | Türkiye’de 2024 yılında en çok tercih edilen otomobil markaları açıklandı

TIKLAYIN | Wanda Nara barışmayı teklif etti, Icardi reddetti

TIKLAYIN | Tarım Kredi’de dev vurgun yaşandı!

TIKLAYIN | Özel okul fiyatlarında son durum: Ne kadar artış, yemek ve servis ücretleri ne olacak?

TIKLAYIN | Ertuğrul Özkök: Orta Doğu’da dengeleri değiştirecek bir görüntü

“`

Related Posts

Muğla’da odalar ve borsalar zeytin yasası için ayakta

Muğla Ticaret Borsası (MTB), Muğla Ticaret ve Sanayi Odası (MUTSO), Fethiye Ticaret ve Sanayi Odası (FTSO), Bodrum Ticaret Odası (BODTO) Marmaris Ticaret Odası (MTO) ve Milas Ticaret ve Sanayi Odası (MİTSO) ortak açıklama yaparak, zeytinlik alanlarda sanayi, madencilik ve enerji projelerine izin verilmesini içeren, kamuoyunda ‘Zeytin Yasası’ olarak bilinen torba yasanın stratejik öneme sahip tarımsal üretim alanlarına zarar vereceği endişesini dile getirdi.

Baraj için dereyi kuruttular: Yüz binlerce balık telef oldu

Konya’nın Hadim ve Güneysınır ilçelerinden geçen Göksu Nehri, Avşar ve Eğiste Barajlarında su tutulması nedeniyle kurudu. Nehirde yüz binlerce balık telef olurken bölgede çiftçilik yapan üreticiler susuzluk nedeniyle zor günler yaşıyor. Öte yandan Konya’nın bölgede bulunan Göksu Şelalesi’de , turizm açısından önem arz ediyor.

3 ilde 2.5 milyar TL ‘kamu zararı’ yaratan suç örgütüne operasyon!

Hatay merkezli 3 ilde sahte fatura ve akaryakıt fişi düzenleyerek kamuyu 2,5 milyar TL zarara uğrattığı belirlenen suç örgütüne yönelik operasyonda 34 şüpheli gözaltına alınırken 9’u tutuklandı.

CHP’de ‘Alevi’ kartı yeniden devrede: Özgür Özel hedefine din eğitimini koydu

Kurultay tartışmalarıyla CHP koltuğunu kaybetme ihtimali olan Özgür Özel, İstanbul’da katıldığı Muharrem Orucu iftar programında yaptığı konuşmada “Cemler, ibadet olarak din derslerinde yer alacak. Kimse zorunlu din dersi görmek zorunda kalmayacak.” açıklamasında bulundu. Bu açıklamanın ‘Alevi’ kimliğiyle bilinen eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun partiye geri döneceği tartışmalarının gölgesinde yapılması dikkatlerden kaçmadı.

Kocaeli’de denize giren kişi boğuldu

Kocaeli’nin Kandıra ilçesinde denize giren kişi boğuldu. Ayrıca, kentin Karadeniz kıyısında yer alan Kandıra ilçesinde denize girişler yasaklandı.

‘PKK’nın silah bırakma görüntüleri hazır’ iddiası: Tarih belli oldu!

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim’de başlattığı yeni süreçte komisyon aşamasına geçildi. Ancak komisyon kurulmadan önce DEM Parti İmralı Heyeti’nin 8-9 Temmuz’da Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Saray’da görüşeceği, o görüşmelerde de PKK’nın silah bırakma görüntülerinin kamuoyu ile paylaşılacağı öne sürüldü.