Cennet kanla inşa edilemez

Tel Aviv’li Tal Mitnick 18 yaşında, bebek yüzlü bir genç.

Al Jazeera onu “idealist kalpli” diye tanımlıyor.

Genç Tal “İsrail ordusuna katılmayı” reddetti.

Yargılandı.

Salı günü 30 günlük hapis cezasını çekmek üzere askeri hapishaneye götürüldü.

İNTİKAM SAVAŞINDA YOKUM

Tal Mitnick hapse girmeden önce arkadaşlarının arasında şu konuşmayı yaptı:

Tel Hashomer üssündeyim.

Askere alınmayı ve Gazze’deki suç teşkil eden savaşa katılmayı reddediyorum.

“Katliamın katliamı çözmediğine ve şiddetin de şiddete çözüm olmadığına” inanıyorum.

Gazze’ye yönelik suç teşkil eden saldırı, Hamas’ın vahşi katliamını çözemeyecek. Bu yüzden reddediyorum.

Mitnick, konuşmasının ardından alkışlar eşliğinde askeri üsse teslim oldu.

30 gün hapis yatacak.

18 yaşındaki genç bir de bildiri yayınladı.

Bazı satırlarını yansıtıyorum…

Daha fazla şiddetin güvenlik getireceğine inanmayı reddediyorum.

Bir intikam savaşında yer almayı reddediyorum.

Hayatın kutsal sayıldığı, tartışmaya değer verilen, tartışmanın ve anlayışın şiddet içeren önlemlerden her zaman daha önce geldiği bir evde büyüdüm.

İçinde yaşadığımız yozlaşmış, çıkarlarla dolu dünyada şiddet ve savaş, hükümete desteği arttırmanın ve eleştiriyi unutturmanın bir başka yolu.

…………………..

Şu gerçeği kabul etmeliyiz ki, rehineler, Gazze’de haftalar süren kara operasyonlarıyla değil “müzakereler ve anlaşmayla” geri getirildi.

Rehinelerden bazılarının öldürülmelerine neden olan ise aslında askeri eylemdi.

Suç teşkil eden “Gazze’de hiç masum sivil yok” yalanı nedeniyle, beyaz bayrak sallayıp, İbranice bağıran rehineler bile vurularak öldürüldü.

“Çitin öbür tarafında doğmuş oldukları” için soruşturulamayan kaç benzer vaka olduğunu düşünmek istemiyorum.

Tal’in arkadaşları “kanla cenneti inşa edemezsiniz” pankartı açtılar.

MESARVOT AĞI

Netanyahu’nun “yargı bağımsızlığının altını oyan düzenlemelerine” karşı haftalar boyu protesto gösterileri yapıldı.

Protestocular kendi aralarında “askere gitmeyi reddedenleri birbirine bağlayan bir destek ağı” oluşturmuşlardı.

“Mesarvot ağı” adı verilen bu oluşumdaki gençler arasında Tal Mitnick de vardı.

Bir açık mektup yayınladılar:

“Biz askerlik çağında olan gençler, hem İsrail’de hem işgal altındaki Filistin topraklarında diktatörlüğe hayır diyor.

Ve…

İsrail yönetimi altında yaşayan herkese demokrasi güvencesi sağlanana kadar hizmet etmeyeceğimizi duyuruyoruz.”

Tal Mitnick 2022’de İsrail askerleri tarafından öldürülen Filistinli gazeteci Şirin Ebu Akile’nin posterini taşıyarak protesto gösterilerinde de yer almıştı.

İKİ ULUSUN ÇOCUKLARI

Tal Mitnick röportajında “çözüm İsrail’deki yozlaşmış politikacılardan ya da Hamas’tan gelmeyecek.

Bizden, iki ulusun oğulları ve kızlarından gelecek” dedi.

Arkadaşları “göze göz, hepimiz kör oluruz”

ve “askeri çözüm yok” yazılı pankartlar taşıyarak ona destek verdiler.

Tal Mitnick’ten önce yılın başlarında 20 yaşındaki Yuval Dag da “orduya katılmayı reddettiği” için Tel Aviv’deki askeri hapishaneye gönderildi. İnsan hakları gurubu 4 kişinin daha adlarını verdi.

Onlar da “İsrail’in işgali, Filistinlilere yönelik şiddet ve ayrımcılıkla” ilgili protesto hareketlerine katılmışlardı.

Ve bir not…

İsrail silahlı kuvvetlerinin bir “Vicdanı Retçiler Komitesi” var.

Ancak “muafiyetler” yalnızca “dini gerekçelerle” veriliyor.

Örneğin…

“Ultra Ortodoks, Haredi Yahudiler” yasal olarak muaf.

Siyasi görüş olarak “askeri hizmeti reddetmek” geçerli bir itiraz sayılmıyor.

ÜNLÜ RETÇİLER

İsrail’de askerlik çağına gelmiş kızlar da silah altına alınır.

Ancak ünlü mayo modeli Bar Rafaeli bu hizmetten kaçmıştı.

Ünlü bir İsrailli General’den de söz etmek isterim.

Tuğgeneral Yiftah Spector 1982’de “Irak’ın nükleer reaktörüne yaptığı -başarılı- saldırı” nedeniyle İsrail’de “efsane” olarak tanımlanır.

2003 yılında İsrail hava kuvvetlerinin bir grup pilotu

“Batı Şeria ve Gazze’deki operasyonlara katılmayı” reddetmişlerdi.

Medya’da bir açık mektupla kendilerinden istenen bu saldırıları “yasa dışı ve ahlaka aykırı” olarak tanımlamışlardı.

Efsane Tuğgeneral Yiftah Spector da o gruptaydı.

Aynı yıl İngiliz ordusunun SAS’ıyla karşılaştırılan Sayeret Matkal birliğinden 15 yedek asker “vicdani retçi” olarak tavır koymuştu.

“Artık bir işgal ordusunun görevlerini yerine getirerek içimizdeki insanlık damgasını bozmayacağız.”

Bu yıl aralarında üst düzey rütbeli subayların da bulunduğu yaklaşık 700 yedek subay topluca “bundan böyle görev kabul etmeyeceğini” açıkladı.

Gerekçe “Netanyahu’nun yüksek mahkeme yetkilerini kısıtlayacak bir hukuk girişimiydi.”

Yukarıdaki satırlarda vicdani retçi olarak adı geçen 20 yaşındaki Yuval Dag şöyle dedi:

“Diktatörlükte yaşamak istemiyoruz, işgal altındaki topraklarda da hiçbir zaman demokrasinin olmadığını hatırlamamız gerekiyor.

Orayı yöneten anti demokratik kurum ise ordudur.”

Bu 700 retçiye Netanyahu “topraklarımızdaki varlığımızın ilk ve en önemli temeli askerliktir. Retçiler varlığımızın temelini tehdit ediyor” cevabı verdi.

Bazı sol ve Arap gruplar dışında siyasi yelpazenin bütün partileri “askerlik hizmetinin reddine” karşılar.

İsrail halkının büyük çoğunluğu da “retçilere” iyi gözle bakmıyor.

Netanyahu, Gazze’deki savaşı sürdürerek konumunu güçlendirme politikası uygulamakta.

Hamas’ın askeri lideri Sinwar da “kesin ve süresiz ateşkes sonrası kendisinin yargılanacağının” bilincinde.

Yani…

Baş aktörler aynı zamanda “kanlı oyunun” senaristleri de…

Öte yandan İsrail Yüksek Adalet Divanı’nın “vicdani redde de ve işgal altındaki topraklarda görev almamak itirazlarına

izin verilmesinin, İsrail milletini bir arada tutan bağları gevşeteceğine” karar vermiştir.

Benim de naçizane kişisel görüşüm “askerlik görevini reddetme hakkının günümüz dünyasında gerçekçi olmadığıdır.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir